(33) AHZÂB SuresiÂyet - 50 Cüz - 1 |
|
| 47 48 49 50 51 52 53 |
| 1. | yâ eyyuhâ | : ey |
| 2. | en nebiyyu | : nebî, peygamber |
| 3. | innâ | : muhakkak biz |
| 4. | ahlelnâ | : helâl kıldık |
| 5. | leke | : senin için, sana |
| 6. | ezvâce-ke | : senin zevcelerin, hanımların, eşlerin |
| 7. | elletî | : ki o |
| 8. | âteyte | : sen verdin |
| 9. | ucûre-hunne
(hunne) (hum) | : onların ücretleri
: onlar (kadınlar için) : onlar (erkekler için) |
| 10. | ve mâ | : ve şey |
| 11. | meleket | : sahip oldu |
| 12. | yemînu-ke
(mâ meleket yemînu-ke) | : senin elin
: (elinin altında sahip olduğun) |
| 13. | mimmâ (min mâ) | : şeyden |
| 14. | efâallâhu (efâe allâhu) | : Allah ganimet olarak verdi |
| 15. | aleyke | : sana |
| 16. | ve benâti | : ve kızları |
| 17. | ammi-ke | : senin amcan |
| 18. | ve benâti | : ve kızları |
| 19. | ammâti-ke | : senin halan |
| 20. | ve benâti | : ve kızları |
| 21. | hâli-ke | : dayın |
| 22. | ve benâti | : ve kızları |
| 23. | halâti-ke | : senin teyzen |
| 24. | ellâtî | : ki o (kadın) |
| 25. | hâcerne | : hicret etti |
| 26. | meâ-ke | : seninle beraber |
| 27. | vemreeten (ve imreeten) | : ve kadın, hanım |
| 28. | mu'mineten | : bir mü'min (kadın) |
| 29. | in | : eğer |
| 30. | vehebet | : hibe etti |
| 31. | nefse-hâ | : nefsini, kendini |
| 32. | li en nebiyyi | : nebî (peygamber) için |
| 33. | in erâde | : eğer isterse |
| 34. | en nebiyyu | : nebî, peygamber |
| 35. | en yestenkiha-hâ | : onu nikâh etmek ister |
| 36. | hâlisaten | : ... a has olarak, özel olarak |
| 37. | leke | : sana |
| 38. | min dûni | : başka (hariç) |
| 39. | el mu'minîne | : mü'minler |
| 40. | kad | : oldu |
| 41. | alimnâ | : biz bildik |
| 42. | mâ faradnâ | : farz kıldığımız şeyi |
| 43. | aleyhim | : onların üzerine, onlara |
| 44. | fî | : içinde, hakkında, konusunda |
| 45. | ezvâci-him | : onların zevceleri, hanımları |
| 46. | ve mâ meleket eymânu-hum | : ve onların elleri altında olan |
| 47. | li keylâ yekûne | : olmaması için |
| 48. | aleyke | : sana |
| 49. | haracun | : zorluk, güçlük |
| 50. | ve kânallâhu (ve kâne allâhu) | : ve Allah oldu (dır) |
| 51. | gafûran | : gafur, mağfiret eden |
| 52. | rahîmen | : rahîm (Rahîm esmasıyla tecelli eden) |